Hipertüketime Dur Demenin Yolları

Hipertüketime Dur Demenin Yolları

Kapitalist sistem doğası gereği sosyal ve ekonomik eşitsizlikler yaratır. Dahası bu eşitsizliklerin çevreye verdiği zararların yükü, adil olmayan şekilde yine çevre sorunlarının oluşumunda en az paya sahip olanların üzerinde kalır.

Afganistan’da yaşayan birinin karbon salınıma katkısı, Miami’deki bir klima kadardır.

Gelişmiş ülkelerde üretilen ürünlerin üçte biri tüketilmez bile.

Modern öncesi toplumda ortalama bir evde yalnızca 100-200 parça eşya varken, bugün bu rakam 1.000-5.000 arasında.

Sivil topluma giden paranın tam iki katı ülkemizde lüks mallara harcanıyor.

Düzenli olarak tüketim ve statü ilişkisi vurgulanıyor.

Bu karmaşık ilişkilerden kaçınılabilinir aslında.

Hepimiz hipertüketime dur diyebilirsek,

Markaların boyunduruğundan kurtulabilirsek,

Sevgililer Günü gibi özel günlerde sevgilimize alacağımız hediyelerin yerine sivil topluma bağışta bulunup, sivil toplum kuruluşundan o sevdiğimize kart göndermesini isteyebilirsek,

Doğum günlerimizde bize hediye alınmasın, şu örgüte, şu amaca bağış yapılsın diyebilsek,

Markasızlaşmayı destekleyebilirsek, “No Logo” diyebilirsek,

Hayat felsefemizi beklemek ve almak yerine vermek üzerine kurabilirsek,

Malları ve hizmetleri piyasadaki değişim değeri üzerinden değil de, dayanışma ve insanlığın ortak kullanımına faydaları üzerinden kurgulayabilirsek,

Dünyanın her yerinde risk altında bulunan doğa-toplum ve bireyin kaderini iyiye götürebiliriz.

İyiye götüremediğimiz her gün ise, kötüye götürdüğümüz bir gündür.

Senin için değilse bile, çocukların için.

Hipertüketime dur diyebiliriz.

Sistemin dikte ettiği klişelikten sıyrılabiliriz.

Yapabiliriz.

Bu yazı, Abdullah OSKAY tarafından yazılmıştır. 

Yorumlar

Bu makaleye henüz yorum yapılmamıştır.

Yorum Ekle

Sosyal Garaj Dünya'nın Tüm Seslerine ve Renklerine Açıktır

Tüm Soru Görüş ve Önerileriniz İçin Bize Ulaşabilirsiniz.
Bize Ulaşın