Gönüllü Turizmine Dur Demeliyiz.

Gönüllü Turizmine Dur Demeliyiz.

Girişimcilik alanında tecrübesizken bir arkadaşımın iş fikrine destek vermek için ben de ortak olmuş, finansal destekle ve ofis desteği gibi destekler vermiştim. Çok iyiniyetli olarak çıktığımız bu yolda araştırdıkça bambaşka dünyalarla karşılaştım ve bu ortaklıktaki payımı bırakmıştım. Beni bırakmaya iten sonradan fark ettiğim husus dünyanın kapsamlıca eleştirdiği gönüllü turizmiydi.

Gönüllü Turizmi Ne Demek?

İngilizce’de “Voluntourism” olarak geçen kavram, az gelişmiş ülkelere yönelik gönüllülük çalışmalarına verilen isim. Bu kavram ülkemizde de son dönemde hızla zemin bulmaya başladı. Doğrudan az gelişmiş bir ülkeye yerleşip orada gönüllü olmak gibi çalışmalar yapılmasının yanı sıra, yaz tatili ve sömestr tatili gibi dönemlerde kısa süreli gönüllülük çalışmaları da bu kapsamda yer almakta.

Gönüllü Turizmindeki Modeller Neler ve Nasıl İşliyor?

İlki belirli bir ücret karşılığında bu ülkelerdeki bir kuruluş tarafından yeme-içme-konaklamanın sağlandığı; ulaşımın ise gönüllü tarafından karşılandığı model.

İkincisi ise, doğrudan o ülkeye yerleşip yapılan gönüllü çalışmalar.

Üçüncüsü ise, bir sivil toplum örgütü öncülüğüne yapılan çalışmalar.

İlk Model Yetimhane Endüstrisi

İlk model en sıkıntılı olan model. Bu modelde gönüllüyü ağırlayacak olan evsahibi kuruluşlar gönüllüler üzerinden 300-500 Euro para da kazandıkları için bu alana yetim veya muhtaç bireyleri devşirmek zorunda. Bu da “sözde muhtaçlar” yaratıyor. Örneğin bizlerin uzun yıllardır çalıştığı yuvalarda bulunan çocukların yüzde 90’ından fazlasının ailesi var. Çocuklar sahte imzalarla veya el bastırarak ailelerinden koparılmış durumda. Dahası yuvaları işletenler tarafından daha fazla bağış toplamak için aç bırakılma gibi taktikler uygulanıyor. Turistler ve gönüllüler buraları ziyaret edip elinde avucunda ne varsa bırakıp gidiyor. Dahası, ülkelerine dönünce de çokca paralar toplayıp gene bu kuruluşlara aktarıyor. Halbuki orada işleyen bir yetimhane endüstrisi (orphanage industry) var. Bu modeli işleten dünyada onlarca site var.

İkinci Model Aşevi Kurma Gibi Çalışmalar

İkinci model ise, Aşevi kurma gibi o ülkeye yerleşip orada yapılan çalışmalar. Bağışlar tabi başta ana ülkeden ve diğer zengin ülkelerden gidiyor. Bu da gene literatürde çokca eleştirilen yaklaşımların başında gelmekte. “Ölümcül Yardımların Neresindesin?” yazımda ele aldığım gibi, bu tarz yardımlar yoksulluğun sürekliliğini sağlayan ve sistemsel sorgulamayı içermeyen ölümcül yardımlar.

Üçüncü Model Bir STK Öncülüğünde Yapılan Çalışmalar

Gönüllü turizminin üçüncüsü ise, bir sivil toplum örgütü öncülüğüne yapılan çalışmalar. Ülkemizden de son dönemde bu bağlamda çalışmalar artmaya başladı. Bazı dernekler Afrika’da yetimhaneler açıyor ve ülke içinden gönüllüler gidiyor. SendeGel Derneği’nin yine gönüllü olarak belirli teknik kapasitedeki kişileri Afrika’ya götürdüğü ve kalkınma çalışmalarında kullandığı görülüyor. SendeGel başarılı bir çalışma. Özellikle ulaşabilsem muhafazakar yapıdaki dernek ve vakıflara gelişmiş ülkelerde zararlarından dolayı kapatılan yetimhaneleri neden Afrika’da kurduklarını sorardım. Bence bu noktada yerleşik çıkarlarının etkili olduğunu düşünüyorum.

Gönüllülük Bolca Sorgulama Demek Olmalı

Gönüllülük yaparken sorgulamayı unutmamak lazım. Bunu unuttuğumuz anda, yaptığımız işin fayda mı zarar mı verdiğini bilemeyiz. Yukarıdaki örneklerde gösterdiğim gibi, Gönüllü Turizminin elçileri olur, ortada gönüllüyüz diye gezer dururuz.

Bu yazı, Abdullah OSKAY tarafından yazılmıştır. 

Yorumlar

Bu makaleye henüz yorum yapılmamıştır.

Yorum Ekle

Sosyal Garaj Dünya'nın Tüm Seslerine ve Renklerine Açıktır

Tüm Soru Görüş ve Önerileriniz İçin Bize Ulaşabilirsiniz.
Bize Ulaşın